İçerik Cümlesi (Muhteva, Konu)
Bir konunun ne anlattığı, neyden bahsettiği, neyi söylemek istediği o konunun içeriğiyle alakalıdır. İçerik cümleleri de bize o konunun neyden bahsettiğini, neyi anlatmak istediğini, ne söylemek istediğini, o konunun özünü bize söyler. Cümleye soracağımız “neyi anlatıyor?” sorusuna cevap alabilirsek sağlama yapmış oluruz. Bunu birkaç örnekle açıklayalım:
Yazar son romanında modern yaşam alanlarında bunalan, yalnızlaşan ve yabancılaşan bireyin dramını işliyor.
Bu cümleye baktığımızda yazarın son romanının konusu hakkında bize bilgi veriyor. Son romanının konusu modern yaşam alanlarında bunalan, yalnızlaşan ve yabancılaşan bireyin dramı imiş.
Şair 80’li yıllarda tanıştığı herkese şiirinin bir köşesinde yer vermiş.
Bu cümleye baktığımızda şairin şiirinin içeriğinden bahsediyor. İçeriğinde 80’li yıllarda tanıştığı herkesin şiirinde yer aldığından, kitabın neyi anlattığından, neyden bahsettiğinden bize bir şeyler söylüyor.
İsmet Özel, ideolojisini şiirinin satır aralarında gizlemeyi çok iyi biliyor.
Bu cümlede de İsmet Özel şiirinin içeriğinden bahsetmiştir. Bu sebeple içerik cümlesidir.
Üslup (Biçem ) Cümlesi
Üslûp bir sanatçının hayatı algılayışı ve onu ifade ediş şeklidir. Sanatçıyı diğer sanatçılardan ayırt edici yönüdür. Bu bir ressam ise onu diğerlerinden ayıran fırça darbeleri, renk seçimi vs.’dir. Eğer bu bir sinema oyuncusu ise onu diğerlerinden ayırt eden mimikleri, role kendini nasıl verdiğidir. Eğer bir yazar ise uzun cümleler mi yoksa kısa cümleler mi kullandığı, anlaşılır bir dil mi yoksa anlaması zor bir dil mi kullandığı vs. hepsi yazarın üslûbu ile alakalıdır.
Olayı biraz daha örnekleyelim. Leylâ ile Mecnûn Arap yarımadasında yaşamış ve kavuşamamış iki aşıktır. Bu halk arasında dolanan bir hikâyedir. Türk edebiyatında 5-6 farklı yazar Leylâ ile Mecnûn’un hikâyesini yeniden yorumlar ve kendilerine has üslubuyla gözler önüne serer. İşte her ne kadar hepsi de Leylâ ile Mecnûn’u anlatmış olsa da hepsinin üslûbu farklıdır, dili kullanış yöntemi, dili işleme yöntemi farklıdır. Üslûp cümlelerini tespit ederken metne “nasıl anlatıyor?” sorusunu sorabiliriz.
Şairin bu kitabındaki okuma rahatlığı diğer kitaplarında bulunmuyor maalesef.
İkinci Yeni’nin dil ağırlığını Toplumcu Gerçekçilerde görebilmeniz mümkün değil.
Mustafa Kutlu o akıcı diliyle kitaplarını bir çırpıda okutan bir hikâyecimizdir.
Orhan Pamuk, bu eserinde de uzun cümleler konusundaki tavrını sürdürüyor.
Nesnel ve Öznel Anlatım
Nesnel (tarafsız, objektif, yansız), anlatıcının bir konuyu anlatırken kendi duygularına, düşüncelerine, fikrine ve yorumuna yer vermemesidir. Nesnel yargılar, kanıtlanabilir yargılardır. İspat edilebilir. Kişiden kişiye değişmez. Yoruma kapalıdır. Gözleme dayalıdır.
Öznel (taraflı, yanlı, subjektif), anlatıcının bir konuyu anlatırken, bir konu hakkında bilgi verirken ya tamamen ya da yer yer kendi fikirlerine, duygularına yer vermesidir. Öznel anlatım kanıtlanamaz, kişiden kişiye değişir. Yoruma açıktır.
Şair en güzel şiirlerini 1980 sonrası vermiştir. (Bana göre en güzellerini 80 sonrası vermemiş olabilir. ÖZNEL)
Şair 80’li yıllarda yazdığı şiirlerinde ihtilali anlatmıştır. (Bunu ispatlayabiliriz. NESNEL)
Mustafa Kutlu, Beyhude Ömrüm hikâyesinde köy hayatını ayrıntılarıyla anlatmıştır. (İspatlayabildiğimiz için NESNEL)
Mustafa Kutlu, Beyhude Ömrüm isimli hikâyesiyle köy hayatını olumlamış ve okuyucusunda köy hayatına bir özlem duymasını sağlayacak derecede etki bırakmıştır. (ÖZNEL)
Mavi insanın ufkunu açan bir renktir. (ÖZNEL)
Turuncu kırmızı ve sarının birleşiminden oluşan bir renktir. (NESNEL)
Doğrudan Anlatım ve Dolaylı Anlatım
YGS Türkçe sorularında en çok çıkan konulardan bir tanesi de budur. Doğrudan anlatım, kişinin kendi düşüncelerini veya hislerini kendi cümleleriyle aktarması veya başkalarının sözlerini cümle yapısını değiştirmeden aynen alıp aktarmasıdır.
Annem, seni iki yaşına kadar emzirdim, dedi.
Kaan, paragraf sorularında başarılı olmanın yolu her gün yirmi paragraf sorusu çözmekten geçer, dedi.
Atatürk: “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” dedi.
Dolaylı anlatım ise başkalarına ait sözlerin yapısında ufak değişiklikler yaparak sanki başkası anlatıcıya söylemiş de anlatıcı bize söylüyormuş hissi veren cümlelerdir.
Atatürk, hayatta en hakiki mürşitin ilim olduğunu söyledi.
Dedem, bizim köyün tarihinin çok eski olduğunu söyledi.
Öğretmenimiz, iki ay sonra müfettiştin geleceğini söyledi.
Tanımlama Cümlesi
Bir nesne, olay, durum, kavram vb. hakkında tarifte bulunmak, onu en eşsiz özellikleri ile anlatmak onu tanımlamaktır. Tanımlama yapılan cümleler genelde “-dir, -dır” ekiyle biter ve “nedir?” sorusuna cevap verir.
Sanat, bir toplumu dinamik tutan en önemli ögedir. (Bir toplumu dinamik tutan en önemli öge nedir? Sanattır.)
Hayat, bir kuşun sonsuzluğa kanat çırpmasıdır.
Varlık, tekerlekli sandalyeye mahkum bir insanın her yeni güne umutla uyanmasıdır.
Kolay Türkçe, Türkçede anlam sorularını ve dil bilgisi sorularını en hızlı yapmanın yoludur.
CÜMLEDE ANLAM
3. Cümle Yorumlama
a. Eş veya Yakın Anlamlı Cümleler
b. Karşıtlık Bildirenler
c. Birbiriyle Çelişenler
ç. Açıklama Bildirenler
d. Olasılık – Tahmin Cümlesi
e. Öneri Cümleleri
f. Tasarı Anlamı Taşıyanlar
g. Varsayım Cümleleri
ğ. Ön Yargı Bildirenler
h. Eleştiri Cümleleri
ı. Aşamalı Durum Bildirenler
i. Gerçekleşmemiş Beklenti Bildirenler
j. Yakınma – Sitem Anlamı
k. Hayıflanma
1 views